
“Suskun Akış”
150 x 125 cm
kâğıt üzerine altın varak ve minyatür
2021-2025
Bu eser, bilinçdışının sembolik coğrafyasını minyatür geleneğinin diliyle yeniden kurar. Her imge, bastırılmış düşünce ve duyguların görsel bir
yansımasıdır. Geleneksel minyatür tekniği, altın varak ve çağdaş yorumlar ile bir araya gelerek bilinçdışının katmanlı yapısını açığa çıkarır. Renkler, dokular ve figürler; düş, korku, arzu ve hatıraların iç içe geçtiği bir görsel akış oluşturur. Eserdeki her detay, görünenin ardındaki görünmeyeni işaret eder.

“Devlerin İzi”
42 x 58 cm
Minyatür
2021-2025
Rivayete göre, devler bir zamanlar bu topraklarda yaşar ve insanlara yardım ederlermiş. Ancak zamanla devlerin insanlarla olan ilişkileri bozulmuş. Bir gün, devler insanlardan büyük bir haksızlık görmüş ve bu duruma öfkelenmişler. İnsanlar, devlerin yaşadığı yerleri işgal etmiş ve onların en değerli kaynaklarını sömürmeye başlamış. Bu durum karşısında devler, insanlara karşı büyük bir öfke besleyerek topraklarını terk etmeye karar vermişler. Efsaneye göre, devler gitmeden önce topraklarına olan sevgilerini göstermek için devasa taşları havaya fırlatmışlar. Bu taşlar, Kapadokya’nın eşsiz peri bacalarını oluşturmuş. Böylece devlerin öfkesi, güzel ama bir o kadar da esrarengiz bu doğal oluşumlara dönüşmüş. Kapadokya’nın peri bacaları da bu efsanelerin izlerini taşır; devlerin oluşturduğu doğal yapılar olarak kabul edilir. Bu hikaye, hem doğanın güzelliklerini hem de insanlarla mitolojik varlıklar arasındaki ilişkiyi sembolize eder. Söz konusu efsaneden ilham alınarak hayata geçirilen bu minyatür eserin temel kompozisyonu, insan unsurunun mana bulma arayışının; mitoloji ve gerçeklik arasında şekillenmesidir.

“Likya Yolu’nda”
47 x 61 cm
Minyatür
2021
Eserimi sizlere anlatırken bir manifesto elbette kullanmalıyım ancak “Likya Yolunda” eserimde; topografik harita süreci ya da kültürel bilinci aşılamak gibi bir amacım söz konusu olmayacak, demek isterdim. Biliyorum ki anlatmak gerekli olacaktır. Fakat bu manifestoyu açıklamadan önce daha içsel bir süreçten bahsedeceğim: Ebeveynlerimin antik kültüre olan sevgisi… Seyahatlerimiz sırasında bizi lüks hapishanelerden (oteller) çıkartıp gerçek bir dünyaya yönlendirme çabaları; madde odaklı olmayan, materyalist kültürü benimsemememiz için verdikleri mücadele… O zamanlar fark etmemiştim, fakat eseri üretirken de bu durumu göz ardı ettiğimi düşünmüyorum. Bunun çok değerli bir süreç olduğunu sizinle paylaşmak isterim. Yüzyıllar boyunca, Akdeniz’in sıcak rüzgârları ile sarılı Likya, tarihsel bir zenginlik ve kültürel çeşitlilik barındırdı. Bu topraklar, sadece doğasıyla değil, aynı zamanda medeniyetleriyle de dikkat çekti. Likya Krallığı, M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan köklü geçmişiyle, bölgenin en etkileyici uygarlıklarından birihaline geldi. Ticaret yolları tarih boyunca devletlerin meskeni olarak medeniyet eşiği görevi görmelerinin yanı sıra; çok sayıda mücadelenin de menbaa olmuştur. Buradan hareketle, eserde Pers Krallığı ve Likya Krallığı’nın iktidar mücadelesi mitolojik simgelerle yorumlanmıştır. Pers mitinde güç sergilemenin de simgelerinden biri olan ejderha imgesi, Pers gücünün bir yansıması olarak; dönemin bütün dinamiklerinin yansıtıldığı Likya Krallığı’nın topografik haritasına yönelik gücünü sergilerken tasvir edilmiştir. Temelde dönemin iki önemli aktörünün mücadelesini anlatan bu eser, gidiş yolu itibarıyla; altın, sıvı akrilik ve sulu boya materyalleriyle Işık Yolu medeniyetinin çok sayıda nüansının incelikle sentezlenmesi ve işlenmesi sonucunda hayata geçirilmiştir. Likya’nın taş oyma mezarları, antik tiyatroları ve tapınakları, her bir köşesinde bir hikaye saklıyor. Işık Yolu olarak da bilinen Likya Yolu, Fethiye’deki Kayaköy’den başlayarak; görkemli kalıntılar ve medeniyeti oluşturan şehirlerin eşsiz ihtişamıyla Geyikbayırı’na uzanan tarihi bir hazine olarak ön plana çıkıyor. Bu eser ile söz konusu hazine, ilk kez minyatür sanatıyla tasvir edilerek sanatseverleri bir zaman yolculuğuyla buluşturuyor. Sonuç olarak, bu eser, sadece bir yolun değil, aynı zamanda tarihin, efsanelerin ve insan ruhunun zenginliğini anlatıyor. Likya Yolu, her adımda geçmişe bir yolculuk, her köşede bir hikaye barındırıyor. Elinizdeki eser, bu derin ve anlam dolu yolculuğun bir parçası olarak, geçmişe ışık tutuyor.
Meryem Beyza Ay

Eğitim
- 2017-2021, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları
- 2021-2025, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü/Temel Sanat ve Tasarım Yüksek Lisans Program
Instagram: meryembeyzaay